Dünyanın en küçük kuşunu Bee Hammingbird olarak biliyoruz . Bu küçücük kuşlar saniyede seksen kez kanat çırpabilme becerisine sahipler . Uzun ve ince gagaları ile havada asılı kalabilirler . Onlara Bee Hammingbird denmesinin sebebi neredeyse bir arı kadar küçük olmaları. Bu kuşlar sulak ortamları sever .
Bir de dünyanın en büyük kuşu var . Bu kuş da bir Bee Hammingbird .
Peru ‘ daki Nazca Çölü ‘ nde bulunan bu Bee Hammingbird , tahminen insanlar tarafından toprağın kazılmasıyla yapılmış bir jeoglif .
Bu jeoglif gibi daha pek çok resim daha var . Tahminen bu jeoglifler 2000 yılı aşkın bir süredir orada durmaya devam ediyor .
Kimler tarafından , neden yapılmış bilinmiyor . Bu konunun araştırmacıları 90 yılı aşkın bir süredir bu bölgeyi araştırıyorlar . Evet , 90 yıldan beri dedim çünkü bu şekiller devasa büyüklükte oldukları için yeryüzünde fark edilememişler ve uçakların icat edilmesini beklemek gerekmiş . İşte Nazca Çölü ‘ nde bulunan bazı jeoglifler .
Astronotun orada ne işi var, diyebilirsiniz . Bu insana benzeyen şeklin adı astronot . Çünkü bugüne kadar üretilen pek çok teori arasından belki de en ilgi çekici olanı 60 ‘ lı 70 ‘ li yıllarda Erich von Daniken tarafından ortaya atılan antik astronotar hipoteziydi . Bizden hem akıllı hem de teknolojileri çok ileride olan dünya dışı varlıkların gezegenimizi ziyaret ettiklerini iddia eden Daniken insanların teknolojisini , kültürlerini , dinlerini ve hatta biyolojisini bile etkilediğini de iddia ediyor. Örneğin Daniken ” Tanrı ‘ ların Arabaları ” adlı kitabında Nazca Ovası ‘ nın dünya dışı varlıklar için yapılmış bir havalimanı olduğunu söylüyor . Akademik çevrelerde de pek fazla ilgi görmeyen bu ve benzeri hipotezlerin ardında eski uygarlıkların ilkelliği önyargısı var . Oysa bu görmüş olduğunuz akbaba şekli Peru ‘ daki Nazca Çölü ‘ nde değil Kentucy ‘ de . Ve 2000 yıl önce değil 7 Ağustos 1982 yılında o sabah evlerinden çıkan altı kişi tarafından yapılmış . 9 saat sonra 165 anahtar noktayı işaretlediler ve birkaç gün içerisinde bütün şekli bitirmeyi başardılar.
Böyle devasa şekilleri oluşturabilmek için sadece taşlar , sopalar , ipler gerekli . Bunun gibi malzemeler o eski Nazca insanlarının elinde de vardı . Dolayısıyla bunun gibi büyük şekilleri insanların da yapabilme becerisine sahip olduklarını biliyoruz . Bundan emin olduktan sonra geriye tek önemli soru kalıyor . Neden ?
Bu jeoglifler mağara duvarlarındaki şekillere çok benziyor . Bu duvarlardaki şekiller o zamanın sanat eserleri sayılıyordu . Ama o zaman insanlar sanat eserinin ne olduğunu bile bilmiyordu . Sadece kendi hikayelerini anlatmaya çalışıyorlardı . Eğer Nazca ‘ daki çizimler de birer hikaye anlatıyorsa onları anlayabilmenin tek yolu havadan bakabilmek . Sadece havadan okunabilen bu hikayeleri görebilmek için uçakların veya uzay araçlarının icat edilmesine gerek yok aslında . Sıcak hava balonlarıyla da okuyabiliriz mesela .
Sıcak hava balonları ve Nazca Çizgileri…Gerçekten esrarengiz bir dünyada yaşıyoruz. Bilinmeyenler alemi giderek daralıyor.